Saitabat Köyü Kadınları Dayanışma Derneği 2002 yılının
nisan ayında 9 üyeyle resmen kuruldu. Derneğimizin
kuruluş fikri 2001 yılında Bursa’nın Cumalıkızık Köyüne
götürdüğüm misafirlerimle o köyü gezerken ortaya çıktı.
Cumalıkızık Bursa’nın çok eski köylerinden otantik köy
evlerinin bulunduğu ve bu evlerde gözlemelerin yapıldığı
kahvaltıların hazırlandığı turistik bir köy. Cumalıkızıkta
yapılan bu çeşitli etkinlikleri ve kadınların
çalışmalarını görünce bizim köyümüzde de neden bu tarz
çalışmalar yapılmasın diye düşündüm. Fakat Cumalıkızık ta
bir şey dikkatimi çekmişti.Herkes bireysel ticaret
yapıyordu, oysa bizim kültürümüzde imece usulü iş
yapılırdı birbirine yardım edilir,paylaşılırdı. bizim
köyümüz de şelalesi ve doğal güzellikleri nedeniyle yerli
ve yabancı turistlerin özellikle Arap turistlerin uğrak
yeri olan turistik bir köy fakat köyümüzde kadınlarımızın
tarım ve hayvancılıktan başka herhangi bir geçim kaynağı
ya da sosyal aktiviteler düzenleyebilecekleri bir kurum
veya bir alan yoktu. Bunun yanında köyümüzde kurulan fakat
sadece köy erkeklerinin üye olabildiği tarım kooperatifi
vardı.
Köyümüzdeki bayanlar bu durumdan rahatsız olduklarını ve
kendilerinin de kooperatife üye olmak istediklerini
söylediler ancak bende onlara köy erkekleri bizi bu
kooperatife üye yapmıyorsa bizde kendimize bir dernek
kurarak kendi ayaklarımız üzerinde durabilir ve etrafımıza
çevremize faydalı çalışmalar yapabiliriz diyerek köyümüzde
böyle bir dayanışma derneği kurmaya karar verdim.
Köyümüzdeki her aileden bir kişiyi arayarak onlara
köyümüzde bir dernek kurmak istiyorum bana katılır
mısınız? dedim ve onlarda bana sen varsan bizde varız
fakat bizim tahsilimiz yok nasıl olur dediler, bende
onlara benimde sizden farkım yok bende ilkokul mezunuyum
ama dernek kurmak insanlara yardımcı olmak için tahsil
gerekmiyor tahsilimiz olmadan da kendimiz ve çevremiz için
bişeyler yapabiliriz dedim.
Derneğimizi kurmak için bir adres gerekiyordu ve köyümüzün
muhtarına köyün girişinde şelalenin yanındaki köy tüzel
kişiliğine ait boş araziyi derneğimize vermesi için rica
ettim. Derneğimizin yerini de ayarladıktan sonra 2002
yılının Nisan ayında 9 üyeyle derneğimizi Saitabat Köyü
Kadınları Dayanışma Derneği adıyla kurduk. 2002 yılında
dernek tüzüğümüzü teslim edip onay beklerken kadınlarımızı
bir araya toplamak için bu döneme denk gelen Hıdrellez
şenliğini kutlamak ve bir nevi derneğimizin kuruluşunu
ilan edip derneğimizi tanıtmak için köyümüzde bir şenlik
düzenledik. Köyümüzde daha önce böyle bir etkinlik
yapılmamıştı ve derneğimizle beraber 6 Mayıs Hıdrellez
şenlikleri köyümüzde geleneksel hale geldi.
Hıdrellez şenliklerinde dernek üyelerimizle birlikte
şenliğe katılan halkımıza lokma pişirip ayran ikram
ediyoruz. Bu şenlikte mehter takımı, halkoyunları ekipleri
gibi çeşitli eğlenceler düzenleniyor. Derneğimizin amacı
köyümüzdeki kadınların kendilerine olan özgüvenini
kazandırmak, aile bütçesine katkıda bulunmak, yardıma
muhtaç insanlara yardım etmek ve en önemlisi kültürümüze
sahip çıkmak.
Ayrıca derneğimizi kurmaktaki amaçlarımızdan biride
günümüzde önemini yitiren ve git gide bireyselleşen
çalışmaları, köylerdeki imece usulü çalışmalara döndürerek
dernek çatısı altında tekrar canlandırmaktır. Derneğimizde
neler yapabiliriz diye düşündük ve köy kadınlarının kışlık
erzaklarını kendilerinin hazırladıkları aklımıza geldi.
Bizde bunları derneğimizde kadınlarla birlikte yapıp
satabilir ve gelir elde edebiliriz diye düşündük ve işe
salça yaparak başladık. İlk yıl 2 ton domates ve biberden
salça yaptık. Bu yıl bu miktarı 50 tona kadar çıkardık.
Ardından köyümüzde yetişen çilek ve ahududu meyvelerinden
reçel, tarhana, makarna ve köyümüzün yöresel yemeği siloru
yapıp sattık derneğimize gelir sağladık. Derneğimizin
kurulduğu ilk 5 yıl üyelerimiz gönüllü olarak çalıştı ve
kazanılan tüm gelir derneğimizin tesislerini yapmak için
kullanıldı. İlk olarak derneğimizin ürünlerini satabilmek
için derneğimizin arazisine sadece yaz sezonunda hizmet
verebilen stantlar ve gözleme evi yaptırarak başladık.
Ardından 2007 yılında buralardan elde ettiğimiz gelirlerle
içeriğini otantik köy evi olarak dizayn ettiğimiz
derneğimizin lokalini ve kışında hizmet verebilmesi için
gözleme evi ve sabahları köy kahvaltısı da verilen en az
150 kişiye hizmet veren iktisadi işletmeminizi açtık.
Vergimizi ödeyerek her türlü yasal yükümlülüğümüzü yerine
getiriyoruz. Derneğimize sorumlu bir işletme müdürü
seçtik.
Lokalimizi açtıktan sonra köyümüzde ihtiyaç sahibi olan
bayanlarımız buraya gelip çalışarak ya da kendi yaptıkları
ürünleri derneğe satarak buradan kendilerine gelir
sağlamaya başladılar. Ayrıca talebe çocuklarımıza internet
kafelerde oyun oynayarak ellerinde telefonlarla gezerek
burs vermiyoruz. Hafta sonları ve yaz tatillerinde gunluk
50 lira yevmıye vererek derneğimizde çalışmalarını
saglıyoruz. Şuanda dernek olarak 70 bayana istihdam
sağlamış olduk ve bu sayede köyümüzden kente göçü
engellemiş olduk ben kendi köyüme yerleştim. yavaş yavaş
kentten köye geri dönüş başladı.
Ayrıca dernek olarak kuruluşumuzdan bu yana ramazan
aylarında ihtiyacı olanlara erzak, köyümüzde ihtiyacı olan
16 evlenen çiftimizin beyaz eşya, mobilya, sünnet yapan
bir aileye maddi, başka bir köyde evi yanan bir aileye
maddi yardımda bulunduk. İHH aracılıgıyla Somalı’de su
kuyusu açtırdık. İHH aracılıgıyla Batum’da kız ögrenci
yurdu yapımına maddi destek verdik. Dernek olarak huzur
evindeki yaşlılarımıza yaşlılar günü sebebiyle ve 8 Mart
Dünya Kadınlar Gününü pek çok kez beraber kutladık. Tüm
bunları yaparken arada dernek olarak kendimize de vakit
ayırmayı unutmuyoruz, salça yapımlarından ve hıdrellez
şenliklerinden sonra dernek üyelerini ödüllendirmek adına
giderlerin dernek bütçesinden karşılandıgı çeşitli
günübirlik geziler düzenliyoruz. Ayrıca zaman zaman
ücretli kültür ve tatil gezileri düzenliyoruz. Bu
gezilerimizi düzenlerken daha önce her göreve gelip
gönüllü çalışan üyelerimizi ücretsiz davet ediyoruz.
Yarı gönüllü çalışan üyelerimizden yarı ücret talep
ediyoruz. Gönüllü çalışmalarımıza katılmayan üyelerimizden
tam ücret talep ederek bir nevi adaleti saglamaya
çalışıyoruz.Bütün bu etkinlik, yardım ve çalışmaları
yaparken aslında bir ilki gerçekleştirdiğimizin farkında
değildik, TÜRKİYE’NİN İLK KÖY KADINLARI DERNEĞİNİ
kurmuşuz. Bundan dolayı Bursa’da bizi örnek alarak bizden
sonra 22 köyde dernek kuruldu. Hatta Türkiye’nin bir çok
ilinde dernek kurmak isteyenler bizimle telefonla irtibata
geçerek onlara yaptıgımız çalışmaları teker teker
anlattık.Bilgi verdık tecrubelerimizi anlattık. Bir ilki
gerçekleştiren dernek olarak oralarda seminer verdik.
Seminerleri vermek için davet edildiğimiz kurumlar
tarafından ödüller aldık.
Yapmış olduğumuz başarılı çalışmalarımızdan dolayı Bursa
valimiz tarafından birçok tebrik ve manevi destekler
aldık. Valiliğimiz platform kurmamızı istedi. 22 dernek
olarak Bursa Üreten Kadın Dernekleri Platformunu kurduk.
2014 yılında da federasyona dönüştürdük. Son 3 yıldır
federasyonumuzun başkanlıgını yapmaktayım. Amacım tüm
köylerdeki kadınlarımızın kendılerıne olan özgüvenlerını
kazandırmak, aile bütçelerine katkıda bulunmalarını
saglamak ve en önemlisi kültürümüzün yaşatılmasını
saglamaktır.
Çünkü ülkemiz çok güzel yeterki bunu degerlendirmeyi
bilelim. Biz elimizden geldiğince diger derneklerimize
yardım ediyoruz.Onların ürünlerini kendı dernegımızde
satarak destek olmaya çalışıyoruz. 3.yıl ki Hıdrellez
şenliğimizi Turizm ve Kültür Müdürlüğü ile beraber
köyümüzde organize ettik ve bu organizasyon Türkiye
çapında yerel ve ulusal kanalda yayınlandı. Bu yayın
dolayısıyla Türkiye bizi tanıdı. 2008 yılında, Hollanda
Sosyal İşler Bakanlığı ve Türkiye ile ortaklaşa “kadın
erkek eşitliği ” ile ilgili düzenlenen proje için Bursa
Valiliği Kadının Statüsü Birimine seminer vermek için
Ankara’dan ve Hollanda’dan gelen heyet derneğimizi
ziyarete geldiler. Bu arada Hollanda’dan gelen müsteşar
yapmış olduğumuz mekânımız ve çalışmalarımızı takdirle
karşıladı ve dernekle ilgili bir belgesel olup olmadığını
sordu. Bunun üzerine olmadığını söylediğimde bana belgesel
çekilmesi için çalışmalar yapacağını söyledi. Çünkü biz bu
projeyi hazırlamak için çalışıyoruz oysa siz 6 yıl önce
bunu başarmışsınız dedi ve biz farkında olmadan Türkiye
ilk köy kadınları derneğini kurduğumuzu söylediğimizde
değil Türkiye’de Avrupa’da da bir örneğinin olmadığını
söyledi. Hollanda’ya döndüğünde bu konuyla ilgili
çalışacağını söyledi, bizleri tebrik ederek ayrıldılar.
Aradan iki ay kadar kısa bir süre geçtikten sonra
Hollanda’dan derneğimize telefon geldi. Hollanda Sosyal
İşler Bakanlığındaki Dış İşlerinden sorumlu köyümüze gelen
Jous Hanımefendi Türk sekreter aracılığıyla bana köyümüze
gelip yapmış olduğumuz çalışmaları bakanlıkta anlattığını
ve bu çalışmalardan dolayı tebrikler aldığımızı belirtti.
Bana bahsettiği belgeselden onlara da bahsettiğini söyledi
ve bu belgesel için toplantıya telefonla katılmam istendi.
Köyümüzde derneğimizle ilgili belgesel çekilmesini
istediler bu belgeselin Avrupa’da da örnek olarak
yayınlanacağını söylediler. Bende biz Türkiye’de bir örnek
olmuşuz
Avrupa ya da örnek olmak bizi mutlu eder fakat bu konunun
bizi aşacağını düşünerek gerekli bakanlık ve valilikten
izin alınırsa kabul edebileceğimizi söyledim. Bizden
gerekli olan kurumlardan izinleri alacağız sizin orada 20
gün kalacak olan çekim ekibinin konaklamasını sağlamamızı
istediler, gereken işlemler yapıldı ve gelen ekibi
ağırladık, çekim yapıldı daha sonra bu projenin
Ankara’daki son toplantısında belgeselin galası oldu ve
bizler yönetim olarak davet edildik. Bu belgesel ayakta
alkışlandı. 2 gün sonrada köyümüzde de bir galasını
yaptık. Daha sonra Avrupa’nın bazı ülkelerinde
yayınlanmaya başlandığı haberi bizleri çok mutlu etti.
Sonraki günlerde “Saitabat Kadınları AB’ye örnek”
manşetiyle gazetelerde yer aldı. Ayrıca birçok televizyon
programı tarafından davet edildik. 2009 yılında Türkiye
Odalar ve Borsalar Birliği’nin düzenlemiş olduğu kadın
girişimciler panellerine konuşmacı olarak davet edildim.
Çalışmalarımızı anlattıktan sonra aldığımız övgü ve
tebrikler bizi topluma daha faydalı çalışmalar yapmaya
teşvik ediyor. Köyümüze gelen turistlerle diyalog kurmakta
güçlük çektiğimizden dolayı dernek üyeleri olarak 6 ay
süren pratik İngilizce kursu aldık. Bu kurs süresince
İngilizce hocamız Hıdrellez Şenliğinde İngilizce tiyatro
oynamamızı önerdi, gelen misafirlerimiz karşısında
İngilizce oyun sergilemek bizim çok zordu ama hocamızda
“siz bunu başarırsınız” diyerek bizi motive etti ve biz
bir kez daha bir ilki gerçekleştirerek yaklaşık 1000
kişilik misafirimizin önünde büyük bir cesaret örneği
sergileyerek tiyatromuzu sunduk. Bu cesaret örneği basında
büyük ilgi gördü. Ayrıca BUSMEK’in diksiyon kurslarına da
dernek üyeleri olarak katıldık, oradan da belge aldık. Bu
katılımımız kursta da ilgi gördü ve basında yer aldı.
Dernek üyeleri olarak katılmamız diğer sivil toplum
örgütlerine örnek oldu. Bu başarıyı elde edebilmek hiçte
kolay değildi. Hedeflerimizi elde etmek için çok büyük
güçlüklerle karşılaştık. Önce köyümüzün halkına bunu kabul
ettirmek çok zordu çünkü birçok köy halkı derneğin ne
olduğunu bilmiyordu, derneği kooperatifle
karıştırıyorlardı ve yeni bir girişime açık değillerdi.
Derneğin onlara kooperatif gibi para dağıtacağını
sandılar. Onlara derneğin aslında ne olduğunu anlattım,
“dernek ihtiyaç sahiplerine yardım eder ama bir gün
gelecek dernek sayesinde sizler para kazanacaksınız” dedim
ve buna köy halkının sadece %9’u inandı çünkü ilk 9
kişiyle derneği kurduk hatta köyümüzün muhtarından yer
isteyip dernek kuracağız dediğimde “yapın keşke ama dernek
kurmak o kadar da kolay değil 3-4 aya dernek kurulmaz”
dedi ve ben ondan yeri vermesi için söz aldım, ama yeri
vermemek için bir çok engeller çıkardılar. Niyetler iyi
olunca değil 3-4 ay 20 gün içinde derneğimizi kurduk. Daha
sonra derneği sürdürmeyi başaracağımıza inanmadılar. Bu
arada çalışmalarımıza başladık. Bize tahsis edilmiş olan
arsamız turistik şelalemizin yanındaydı, bu büyük bir
avantajdı ama kıraç çöplük yamaçta bir yerdi. Burayı tesis
haline getirebilmek için normalden de fazla emek sarf
ettik. Zorlukları; farklı kurumlardan kepçeler, kamyonlar
istedik, bunların bize mesai saatleri dışında
gönderilebileceğini söylediler ve mazotunu, personelin
günlük ücretini ödememiz istendi. Saatli kepçe tutsaydık
daha da pahalı olacaktı. Bundan dolayı, yağmur çamur
demeden kepçeleri çalıştırabilmek için başlarında durdum.
Çizmeler ayağımda, şemsiye başımda tariflerle projesiz,
kendi çabalarımızla çalışırken köyün erkeklerinden bazı
gençler karşıma geçip “ne yapmaya çalışıyorsun? Sen
buranın hafriyatının bile hakkından gelemezsin.”dediler.
Benim için bu sözler hiç önemli değildi, inandığım,
hedeflediğim bir yol vardı çünkü köyümün kadınlarını
topluma kazandırmak, kendilerine olan özgüvenlerini
vermek, aile bütçesine katkıda bulunmak, en önemlisi de
kültürümüze sahip çıkmak benim hedefimdi. Engeller sadece
bununla da kalmadı. Bazı iş yaptırdığım şirketler bayan
olduğum için anlaşma yaptığımız fiyatları yükselttiler,
bende asla bu konuda taviz vermedim ve anlaştığımız
fiyatları ödeyeceğimi söyledim. Bunun üzerine, pes
edeceğimi düşünerek beni tehdit ettiler ama asla pes
etmedim ve yoluma devam ettim. Derneğimizin stantlarını ve
gözleme yerini ahşaptan yapabilmek için ağaç gerekiyordu.
Orman işletmesine başvurdum, ağaç istedim, bana dağ
yollarındaki ağaç depolarına gidip ağaçların numaralarını
alıp, teminat yatırmamı istediler ve ben dağlardaki
depolara gidip beğendiğimiz ağaçların numaralarını alıp
teminatımızı yatırıp iki bayan olarak ihaleye girdik ve
ağaçlarımızı aldık, bunlarla stantlarımızı ve gözleme evi
olan yerimizi yaptırdık. Daha sonra bunu gören köyümüzün
erkeklerinden eşlerini yollamayanlar baktılar ki yapmış
olduğumuz çalışmalar doğru yönde ilerliyor, herkes yavaş
yavaş katılmaya başladı. Zamanla köyümüzün halkı elde
ettiğimiz başarıdan dolayı bizlerle gurur duydu. Çünkü şu
anda derneğimiz değil Türkiye neredeyse tüm Dünyaya örnek
olacak niteliğe ulaştı. Derneğimiz işe 9 kurucu üyeyle
başladı. Her geçen gün üye sayımız arttı.5 yıl üyelerimiz
gönüllü çalıştı. İşletmemizin kapalı kısmı olunca yaz-kış
hizmet vermeye başladık ve bu arada her geçen gün
derneğimize olan ilgi arttı çünkü burada kadınların
başarısı vardı. Artık işletmenin daha disiplinli ve
düzenli hizmet verebilmesi için ücretli çalışmanın zamanı
gelmişti zaten dernekte gelir elde ediyordu. Derneğimiz
amacına ulaşmıştı, derneğe üye olma talebi de arttı ve üye
sayısı 113’e ulaştı. Haftalık 15 kişilik gruplar olarak
dönüşümlü çalışıyorlar. Hafta sonları personel sayısı 45
kişiye ulaşabiliyor.Derneğimizde sigortalı olarak devamlı,
günlük yevmiye ile ve gönüllü olarak çalışanlarımızda var.
Ayrıca doğal ürünlerimizi üreten 15 kişilik gruplar
oluşturduk. Malzemeyi biz temin ediyoruz şu an da parmak
okutma sistemiyle saatli çalışarak ücret alıyorlar.
Böylece 60 bayan şu anda derneğimizden gelir elde ediyor.
Bugün ki durumumuz; yapmış olduğumuz çalışmalar gelen
misafirlerimiz tarafından takdirle karşılanıyor. Doğal
ürünlerle ve kültürümüzü yansıtan mekânımızla gelenlere
müşteri değil de evimize gelen bir misafir olarak
davranmamız onları çok mutlu ve memnun ediyor. Gelen
misafirler arasında yaşattığımız kültürden çok etkilenip
duygusal anlar yaşayanlara sıkça rastlıyoruz. Bu bizi hem
gururlandırıyor hem de çok mutlu ediyordu. Daha sonra
derneğimizin işletmesi yeterli olmuyordu çünkü çok
beğenildi özellikle hafta sonları talep fazla oluyor fakat
yerimiz yeterli değildi. Bizde bundan dolayı işletmemizi
daha büyütüp daha çok kişiye hizmet vermek istiyoruz ve
bununla birlikte köyümüzdeki daha fazla kadına istihdam
sağlamak ve göçü engellemek hedefimizdi. Ürettiğimiz doğal
ürünlere üretim izni alıp daha çok kişiye ulaşmasını
sağladık ve bunları başardık. Bu yatırımlarımızda İl Özel
İdarenin 2009 yılında kadınlarımıza vermiş olduğu 21 bin
liralık mikro kredi ile yardım yapan kurum ve şahıslara da
çok teşekkür ederim. Bu başarımızı gören valiliğimiz
Bursa’mıza gelen devlet büyüklerini ve her misafirini bize
getirdiler.Bir gün yine Arap Ülkeleri Turizm Bakanı
Dr.BANDER Bey’i derneğimize getirdiler. Dr. BANDER Bey’e
öykümüzü anlattık,çok hoşuna gitti ve başarı hikayenizi
bizim kadınlarımızada anlatmalıyız dedi.Bizde borcumuz
bitince umre ziyaretinde bulunacagımızı o zaman
anlatabılecegımızı söyledik.Bunun üzerine Bakan bizi
umreye davet etti. 42 kişi umreye gittik.4 yıl sonra 24
kişi daha davet edildi.Toplamda 66 kişi umre ziyaretinde
bulunduk. Bu bizim çalışmalarımızın ödülü oldu.
Valiliğimiz alt katımız küçük olduğu için artık burası
yetmiyor üst katı çıkın büyütün burayı dediler Ayrıca her
gelen misafirimiz nasıl yaptınız burayı hibe mi aldınız
diye soruyordu? Bunun üzerine bizde bir genel kurul kararı
ile tüm üyelerin onayını alarak tekrar gönüllü çalışırsak
olur dedik ve işe başladık.Birde o arada Avrupa Birliğine
proje hazırladık.’kırsalda tarım ve balıkçılık’ ile ilgili
fon açılmıştı. kırsalda tarım yaptıgımız için köyümüzde
daha kaliteli ahududu yetiştirip bunun konsantresini
yaparak satışa sunup elde edilen gelirle üst katımızı
yapmaya karar verdık.Bu arada bize kesin projeniz
onaylanır dediler.Türkiye’de ilksiniz, kırsaldasınız,
kadınsıznız ve de çok başarılı bır derneksiniz diyerek
bize umut verdiler. Birazda ona güvendik üst katımızı
yapmaya karar verdik. Fakat projemiz kabul edilmedi. Bizde
başlamış bulunduk yarım bırakmamak için bankalara
başvurduk. Hiçbir banka dernek olduğumuz için kredi
vermiyordu.Bankacı bir aile dostumuzun destegiyle bize ve
projemize inanan bir banka ile bir ilki gerçekleştirerek
eşimin kefilliğiyle, bir ev, bir dükkânımızı ipotek
ederek 800.000,00TL kredi aldık. Üst katın maliyeti 1
milyon TL’ye çıktı. Kredimiz 5 senelikti,bu sene tüm
borcumuzu kapattık. Tabi bu sırada yeni masraflarımız oldu
büyüdükçe geliştikçe her gun bir şeylere ihtiyac oluyor.Bu
sene bahçelerimizi düzenledik çalışanlarımıza için bır
yemekhane yaptık.Bursa merkezde hem üretim hemde
ürünlerimizi satabileceğimiz bir şube açtık. Derneğimize
yapmış olduğumuz yatırımlar yaklaşık 2.5 milyonu
bulmuştur. Bu yapılan çalışmanın % 20’si bağışlar %80’ni
kendi kadınlarımızın özverili çalışmalarıyla olmuştur. Bu
bir ekip çalışmasıdır emeği geçen herkese teşekkür ederim.
Televizyon programlarında bizleri gören izleyiciler
bizlere ulaşıp ürünlerimizi satın almak istediklerini
söylüyorlar, bizde onlara derneğimizin banka hesap
numarasını veriyoruz ve adreslerine kargo ile ürünlerimizi
Türkiye’nin pek çok iline yolluyoruz fakat bu işlemi hem
daha hızlı hem de daha çok kitleye ulaştırmak adına
çağımızın teknolojisi ile internet üzerinden online satış
yapmaya başladık. Daha sonra İçişleri Bakanlıgımıza HİJYEN
EGİTİMİ projesi hazırladık.projemiz kabul edildi ve 60,000
tl hibe aldık. Bir ilki gerçekleştirerek Türkiye’nin İLK
KÖY KADINLARI DERNEĞİ’ni kurduk. Başarılı olmak için bir
çok fedakarlık yaptık ,özveriyle çalıştık ,tüm zorlukları
kendı imkanlarımızla aştık.Birlik ve beraberliğimiz bize
bir çok başarı getirdi. Bugun derneğimize gelen tüm
misafirlerimizin övgüleri ve begenileri bizi çok mutlu
ediyor.Başarımızın haklı gururunu yaşıyoruz. Yapmak
istediklerimiz: Çalışmalarımıza devam ediyoruz.
federasyona baglı derneklerimizin ürünlerini Bursa
merkezde Dogal Ürünler Marketi açarak her dernegin
ürünlerini satabilecegi standlarının olmalarını
istiyoruz.Bunun içinde Bursa Valiliğimiz ve il tarım
müdürlüğümüz bu konuda bize destek veriyor.Bu konu
üzerinde çalışmalarımız devam etmektedir. Ürünlerimiz
neden Avrupa ülkelerinin raflarında olmasın diye
düşünüyoruz. İnşallah bir gün Saitabat Köyü Kadınları
Dayanışma Derneği’nin ve diğer derneklerimizinde üretmiş
olduğu ürünler Avrupa’nın çeşitli yerlerine de ihraç
edilir diye düşünüyoruz. Belki bugün için uzak gibi
görünse de ben diyorum ki insan isterse her şeyi yapar
hatta kadın isterse başaramayacağı iş yoktur.
Önerilerimiz:
Saitabat Köyü Kadınları Dayanışma Derneği olarak TÜRKİYE
‘de bir ilki gerçekleştirerek kurmuş olduğumuz derneğin
başarılarıyla birçok köye örnek olduk. Türkiye’de birçok
bizim gibi ilkokul mezunu olup da evinde oturan, benim
eğitimim yeterli değil diye düşünüp, kabuğuna sığınan
birçok kadına örnek olup onları topluma kazandırmak,
kabuğundan çıkarıp, toplum yararına faydalı birer birey
olabileceklerine inandırmak amacındayız. İnanıyorum ki
tahsilleri olmasa da her kadının kendine göre yapabileceği
bir iş mutlaka vardır. Önemli olan onların kendine olan öz
güvenini kazandırıp onları bu yönde teşvik etmek. Biz
derneğimiz olarak bunu başardık ve bu başarımızı sizler
aracılığıyla Türkiye’nin bütün kadınlarıyla paylaşmak
istiyoruz .Toplum olarak bizim ihtiyacımız olmasada bize
ihtiyacı olanlar için çalışalım. Benim ihtiyacım yok dıye
evlerimizde boş oturmamalıyız.Bizim başarımızın sırrı
birlik ve beraberliktir. Ne demiş atalarımız bir elin nesi
var iki elın sesi var .biz balık
yemeyi degıl balık tutmayı hedef seçtik kendımıze.
Birlikten kuvvet dogar sözü başarımızın anahtarıdır. Bu
başarımızın sizler tarafından değerlendirilmesini arz
ederiz. Kazanımlarımız: 1.tüm üyelerimizle yaptıgımız
özverili çalışmalarımız sonucunda bugun 2.5 milyon
degerindeki kültürümüzü yaşattıgımız bir dernege
sahibiz. 2.bir çok ev hanımına istihdam saglayarak
özgüvenlerini kazandırdık. 3.köyden kente göçü
engelleyerek ,kentten köye geri dönüşü başlattık. 4.bir
çok talebemize hafta sonu çalışma imkanı saglayarak bir
nevi halkla ilişkilerini güçlendirdik ileriki egitim
hayatlarında iş yaşamının nasıl oldugu konusunda tecrube
sahibi olmalarını sagladık. 5.Türkiye’nın hemen hemen her
ilindeki köy kadınlarımıza örnek olduk. 6.kültürümüzü ve
saitabat köyümüzü tüm dünyaya tanıttık. 7.köyümüzün
gençlerine örnek olduk,onlarda kendılerıne dernek
kurdular.
-
tahsilleri olmasada her kadının yapabileceği bir iş
oldugunu kanıtladık.